Çok değil, bundan on sene önce yapılan projeksiyonlara göre çok uzun yıllardır dünyanın en büyük ekonomisi unvanını elinde bulunduran ABD’nin tahtının sallandığı, gerilerden bir Arap atını andırırcasına gelen Çin Halk Cumhuriyeti’nin 21. yüzyılın ortalarına gelmeden dahi ABD’yi geride bırakaran dünyanın ‘yeni’ en büyük ekonomisi olacağı konuşuluyordu. Tarihin seyrini değiştiren birçok olaya ev sahipliği yapan 20. yüzyılı daha şimdiden aratan 21. yüzyıl, dünyaca ünlü tarihi meydanları boş bırakan, insanları evine hapseden, uluslararası ticareti durma noktasına getiren ve küresel ekonomiyi derinden sarsan Kovid-19 salgınını geride bırakmaya hazırlanıyor. Salgın, zihnimizde acı bir hatıra olarak kalmaya hazırlanırken faydasını Çin görüyor. Öyle ki, Ekonomi ve İşletme Araştırmaları Merkezinin (CEBR) öngörülerine göre Çin’in ABD’yi geçmesi yüzyılın ortalarını bulmayacak. Merkezin yıllık raporuna göre Çin 2028 yılında dünyanın en büyük ekonomisi konumuna erişebilir.
Hafta başında Çin Halk Cumhuriyeti Hükümetinin en yüksek yürütme organı olan Devlet Konseyi Başbakan Li Keqiang başkanlığında toplanarak önümüzdeki dönemde “ekonomiyi daha istikrarlı hale getirmek amacıyla” mali, finansal tedarik zincirleri, enerji, sosyal yardım, barınma, tüketim ve yatırımlar gibi alanlarda özel önlemler alınmasını kararlaştırdı. Bir ekonomik plan olarak da nitelendirebileceğimiz bu kararlarla birlikte Çin Halk Cumhuriyeti yönetimi, dünyanın en büyük ekonomisi olma yolunda yeni ve kapsamlı kararları da hayata geçiriyor.
İsterseniz çok fazla detaya girmeden kararların geneliyle ilgili birkaç hususu sizlerle paylaşayım. Salgının beraberinde getirdiği ekonomik belirsizlikle birlikte özellikle son dönemde, daha önceki dönemleri aratırcasına gerçekleşen ekonomik aktiviteyi beslemek amacıyla küçük ve orta büyüklükteki işletmelere kredi desteği payının artırılmasına karar verildi. Yine salgının bozduğu ezberlerden birisi olan tedarik zincirindeki sıkıntıları çözmek amacıyla Çin Devlet Konseyi tarafından üretimin kesintisiz sürdürülebilmesi ve özellikle bu dönemde sıkıntı yaşanan nakliye süreçlerinin sorunsuz gerçekleştirilmesi için iyileştirme çalışmalarının yapılacağı kaydedildi. Son dönemin -ve inanıyorum ki önümüzdeki dönemin- en önemli gündem maddelerinin başında gelen enerji alanında da arz güvenliğinin sağlanması için yapılacak çalışmalara önem verilecek.
Çin tarafında bütün bunlar olurken küresel ekonomik görünümün masaya yatırıldığı Dünya Ekonomik Forumu’nda ise yüzler pek gülmüyor. Küresel ekonomiye ilişkin belirsizliklerin sürdüğünün vurgulandığı zirvede ticaret tarafındaki gerginliklerin ülkeler arasında bir ticaret savaşına dönebileceği ihtimalinin olduğunun altı çizildi. Geçmişte ABD ile Çin arasında önce dalaşma, sonrasında ise ticaret savaşlarına dönen gelişmelerin ekonomik aktiviteye olan olumsuz etkilerini yine bu satırlardan değerlendirme imkanı bulmuştuk. Halihazırda yoluna aksak bir şekilde devam etmeye çalışan küresel ekonomiye bir de ticaret savaşları darbesinin etkileri çok daha yıkıcı olur.
Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 25 Mayıs 2022 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayımlanmıştır.
