Bundan yaklaşık 500 yıl önce Hollanda’da başlayan lale dikimi, o kadar seri ve yoğun bir hal almıştı ki yetiştiriciler kalan dikimlerini bırakıp lale dikimine yoğunlaşmıştı. Öyle ki İmparator I. Ferdinand tarafından Osmanlı İmparatorluğuna hediye olarak gönderilen lale soğanları, hızla en çok aranan ve dolayısıyla da talebi ve fiyatı en çok artan ürünler arasında yer aldı. Fransızlardan gelen yüksek talep ile birlikte daha da artan fiyatlara bir de spekülatörlerin çalışmaları eklenince nüfusun tamamı en alt kesimlerine kadar lale ticaretine girdi. İngiliz gazeteci Mackay’ın çalışmasına göre 1635 yılında 1 lale soğanı 2.500 florine; yani kalifiye bir işçinin 17 yıllık maaşına karşılık satılıyordu. Uluslararası Sosyal Tarih Enstitüsüne göre bir florin 2002 yılındaki 10,3 avronun alım gücüne sahiptir. Dolayısıyla 1635 yılında el değiştiren 1 adet lale soğanının yaklaşık 450 bin TL’ye satıldığını söylememiz mümkün.
Bu haftaki buluşmamıza aslında çok bilinen lale soğanı balonuyla başladık. Ekonomide “balon” olarak da nitelendirilen, bir ürünün/hizmetin fiyatının rasyonel bir şekilde açıklanmaktan çok uzak seviyelerde gerçekleşmesini ifade eden bu durum kendisini bu denli olmasa da yakın dönemde konut sektörü için de gösteriyor. İki yıl önce hızla gerileyen faiz oranlarıyla birlikte talebin hızla artması ve spekülatörlerin de duruma el atması sebebiyle ülkemizde konut fiyatları keskin bir artış gösterdi ve aradan geçen zamanda hızla artmaya da devam ediyor. Her ay Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan Konut Fiyat Endeksi’nin en güncel verilerini sizinle paylaşayım: TCMB’ye göre ülke genelinde konut fiyatları Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %127 artarken bu artış oranı yeni konutlar için %131’i buldu. Sadece İstanbul’da hızla artan konut fiyatları sebebiyle ortalama metrekare fiyatı 10.600 TL olarak gerçekleşti.
Ancak buna karşın konuta talepte bir durulma söz konusu değil. Öyle ki, Türkiye İstatistik Kurumunun açıkladığı verilere göre konut satışları Haziran ayında yıllık bazda %11,7, yılın ilk altı aylık döneminde ise %31,4 düzeyinde artış gösterdi. TCMB’nin ortalama konut faiz oranları verisiyle karşılaştırdığımızda da faizlerin yüksek seyrine rağmen konut satışlarındaki yukarı yönlü seyri rahatlıkla görebiliyoruz. Faiz oranlarından doğrudan etkilenmesi beklenen ipotekli satışların yılın ilk altı ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre %63,5 düzeyinde arttığını da söylememiz gerekiyor.
Konut sektöründeki görünüm bu haftaki buluşmamızda söze başladığımız lale soğanı çılgınlığına henüz ulaşmamız olsa da yine de piyasanın dinamiklerinin bozulduğu ve gerçekten konut ihtiyacı olanların bu ihtiyaçlarını giderme noktasında sıkıntılar yaşadığı aşikar. Eminim ki şimdiye kadar atılan adımlara ilave olarak piyasadaki dinamiklerin işleyişini daha etkin bir hale getirecek düzenlemeler ve adımlar hayata geçirilecektir. Ancak o zamana kadar halen konut piyasasındaki bu rasyonel olmayan davranışları bir süre daha göreceğiz gibi.
Bir kesinti haberi de İtalya’dan geldi. Rus enerji şirketi Gazprom, İtalya’ya daha önce günlük ortalama 32 milyon metreküp düzeyinde yaptığı sevkiyatı 21 milyon metreküpe düşürdüğünü paylaşırken Avrupa tarafı ise Rus gazına bağımlılığını azaltmak için enerji diplomasisi faaliyetlerini yürütmeye devam ediyor.
Doğal gaz tarafında bütün bunlar olurken petrol tarafında ise küresel durgunluk beklentileri ve Çin’de salgının yeniden yükselişe geçmesiyle beraber yaşanan gelişmeler ile birlikte bir miktar aşağı yönlü baskı söz konusu. Ancak Brent petrolün varili bu satırlar kaleme alındığında 107 dolar seviyelerinden işlem görüyor. İthalatımızın çok büyük bir kısmını oluşturan enerji alanında yaşanan bu gelişmelerle birlikte yükselen maliyetlerinin, hele ki bir de durgun bir döneme hazırlanan küresel ekonomideki yavaşlamayla birlikte ülkemize etkisi şüphesiz çok da olumlu olmayacak. Bununla birlikte yine bu satırların kaleme alındığı sırada eşitlenmek üzere olan Euro/Dolar paritesindeki gelişmelerin de sattıklarımızın yarısının Euro cinsinden ancak satın aldıklarımızın çok büyük bir kısmının Dolar cinsinden olduğu gerçeği altında, ülkemizin cari açığına olumsuz etki yapması bekleniyor.
Geçtiğimiz kışa damga vuran Ukrayna-Rusya Savaşı ve sonrasındaki dönem, başta enerji olmak üzere küresel ekonomide yeni bir dönemin kapısını araladı. Havalar soğuyup da enerjiye daha çok ihtiyacımız olduğu günleri düşündüğümüzde şimdiden endişelenmek gerekiyor.
Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 20 Temmuz 2022 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayımlanmıştır.
