Diken Üstü

Geçtiğimiz hafta yine bu satırlarda buluştuğumuzda Çin ekonomisindeki yavaşlama işaretlerinin Kovid-19 hastalığı gibi önce bu topraklardan doğup da sonrasında tüm dünyayı hasta edip etmeyeceğini konuşmuştuk. Çin ekonomisi yavaşlarken bir yandan da salgın dönemindeki teşvik ve desteklerin bir alternatif maliyeti olarak karşımıza çıkan küresel enflasyon sorunuyla mücadele etmek için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası hariç dünya merkez bankalarının parasal sıkılaşmaya gitmelerini ve bunun sonucunda da ortaya çıkan resesyon riskini konuşuyoruz, değerlendiriyoruz.

Bunların üzerine bir de küresel ekonomilerin başka hiçbir derdi yokmuş gibi Ukrayna-Rusya Savaşı sonrasındaki süreçte Rusya ile Avrupa arasındaki enerji gerilimi, küresel duraksamaya bağlı olarak ülkemizde üretimin performans kaybı gibi hususlar da eklenince hem dünya ekonomileri hem Türkiye ekonomisi için bugünün buluşmasına ismini veren tabiri kullanmak çok da yanlış olmadı: diken üstü.

Daha önce bu köşeden birçok kez salgın döneminde özellikle ekonomilerde yaşananların son yüz yıllık süreçte eşine benzerine rastlanmayan gelişmeler olduğunu ifade etmiştik. Salgın döneminde gökyüzünü ne kadar kara bulutlar kapatsa da sonrasındaki kademeli normalleşme sürecinde de bu dönemin birikimli sıkıntıların atlatılma arzusuyla beraber ekonominin tüm alanlarında adeta bir patlama yaşandı. Birikmiş siparişlerin üretimi söz konusu olunca çarklar hiç olmadığı kadar hızlı döndü. Evlerine kapanan insanların seyahat etme arzuları artık karşı konamaz bir boyut alınca ulaştırma sektörü hiç olmadığı kadar hızlı büyüdü. Ama bir ‘patlama’ dönemi olunca duraksama süreci geldiğinde de belirsizlikler bir o kadar arttı. Öyle ki, dünya ekonomilerine baktığımızda ekonomik aktivitenin bel kemiği olan üretimdeki yavaşlama işaretleri önümüzdeki döneme ilişkin belirsizliklerin de esas kaynağı haline geliyor.

Satın Alma Yöneticileri Endeksi, İngilizce kısaltmasıyla PMI, bir sektörde önümüzdeki döneme ilişkin beklentileri içeren öncü bir gösterge. Endeksin eşik değeri olan 50’nin üzerinde gerçekleşmesi sektörün genişleme yönünde hareket etmesinin beklendiğini ifade ederken eşik değerin altındaki gerçekleşmeler ise daralma emaresi olarak değerlendiriliyor. ABD’de imalat sanayii PMI değeri Temmuz ayında 52,3’e geriledi. Endeks değeri halen genişlemeye işaret etse de Kovid-19 sonrası dönem için en düşük değerini alması ABD ekonomisinin üretiminde yavaşlama sinyalleri olarak değerlendiriliyor. İmalat sanayii öncü göstergelerinde bu ayın en sürpriz verisi ise dünyanın ikinci büyük ekonomisi olan Çin’den geldi. Çin imalat sanayii PMI değerinin 49 ile eşiğin altında kalması yavaşlama emarelerinin görüldüğü Çin ekonomisinde üretimin de bu olumsuz iklimden etkilendiğinin bir göstergesi oldu.

Peki ya Türkiye’de durum nasıl? Ülkemizde de hem yurt içindeki gelişmeler hem de küresel konjonktüre bağlı belirsizlikler üretimde yavaşlamayı beraberinde getirdi. Temmuz ayında imalat sanayii PMI değeri 46,9 ile üst üste beşinci ayda eşik değer 50’nin altında kaldı. Endekse ilişkin yapılan değerlendirmeler, Kovid-19’un ilk dalgasından bu yana en derin gerilemenin sebepleri arasında belirsiz piyasa koşulları ve devam eden fiyat baskılarını gösteriyor.

Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz ümidiyle…

Bu yazı 3 Ağustos 2022 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayımlanmıştır.

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s