Manşet Hissedilene Karşı

90’ların televizyon parodilerinde canavar figürüyle temsil edilen enflasyon yeniden gündemimizin ilk sırasında. Sadece fiyatların artış hızı olarak nitelendiremeyeceğimiz enflasyon aynı zamanda tüketim eğilimlerini, fiyatlama davranışlarını ve hem tüketim hem de yatırım kararlarını kökten etkileyen, tedavi edilmedikçe hastanın ateşini iyiden iyiye yükselten bir dert. Hafta başında Eylül ayı tüketici ve üretici fiyatlarındaki değişimi açıklayan TÜİK’e göre Eylül’de yıllık tüketici enflasyonu %83,45’e yükselirken aynı dönemde üretici fiyatları ise %151,5 artış gösterdi.

Tüketici tarafında %83,5 ile 1998’den beri ulaştığı en yüksek noktayı güncelleyen yıllık enflasyonun bileşenlerine baktığımızda, geçen yılın aynı ayına göre Eylül’de fiyatı en fazla artan harcama kalemleri, yine tüketim kompozisyonunun içinde en fazla paya sahip olan ve dolayısıyla tüketici tarafından etkisi doğrudan hissedilen kalemler oldu. Eylül’de yıllık fiyat artışı %117,66’ya ulaşan ulaştırma kalemi bu listenin ilk sırasında yer alırken en yoksul %20’lik gelir grubunun harcama sepetinde üçte birden fazla ağırlığa sahip olan gıda ve alkolsüz içeceklerdeki yıllık fiyat artışı ise %93,1’e ulaştı. Ortalama bir hanehalkının her 100 lirasından yaklaşık 60 lirasını harcadığı barınma-beslenme-ulaşım ihtiyaçlarını oluşturan kalemlerde son bir yıldaki toplam fiyat artışı %53,9 oldu.

Gelin değerlendirmemizi biraz daha derinleştirelim. Eylül ayında tüketicilerin kullandığı enerjinin maliyeti yıllık bazda %133 artış gösterirken taze meyve ve sebze fiyatları %59, ekmek ve tahıl ürünleri fiyatları %107, giyim ve ayakkabı fiyatları ise %40 düzeyinde artış gösterdi. Geçen yıl Eylül’den bu yana geçen dönemde sevdiğiniz biriyle haberleşme maliyetiniz %23,4 artarken özel bir günü bir restoranda kutlamak ise sizin için artık %81,3 oranında daha maliyetli.

Hızlı fiyat artışlarının bir de üretici tarafı var şüphesiz ki. Bu haftaki buluşmamızın girişinde de ifade ettiğimiz gibi, tüketici enflasyonu yıllık bazda %83,45 ile son 24 yılın en yüksek seviyesine yükselirken üretici fiyatlarındaki yıllık artış ise %151,5 ile artış eğilimini sürdürdü. Üreticilerin en önemli kalemlerinden olan enerji maliyetlerindeki yıllık artış ise %347,4’e ulaşmış durumda. Önümüzdeki dönemde Avrupa-Rusya arasındaki gerginliğin enerji sektöründeki etkilerini derinden hissedecek olan Avrupa ile birlikte küresel çapta artışı beklenen enerji maliyetlerinin, ülkemizdeki üreticiler için de can yakıcı seviyelere ulaşmasını beklemek çok da yanlış olmayacak.

Son olarak ÜFE ve TÜFE’deki artış oranları arasındaki farkın giderek artması, önümüzdeki dönemde tüketim tarafındaki aksaklıkların yanına bir de üreticilerin maliyetlerini fiyatlara yansıtması riskini beraberinde getiriyor. Yapılan çalışmalar bir ya da iki çeyrek içerisinde üretici fiyatlarından tüketici fiyatlarına geçişkenliğin gerçekleştiğini ortaya koyuyor. Bu durum, Kasım-Aralık ayları ile başlaması beklenen baz etkisi vesilesiyle enflasyon oranındaki gerileme öngörüsünün yukarı yönlü baskıya maruz kalabileceğine işaret ediyor.

Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz ümidiyle…

Bu yazı 5 Ekim 2022 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayımlanmıştır.

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s