Vaki olanda hayır vardır diye bir söz vardır bilirsiniz… Hayatta yaşadığımız zorluklar, önümüze çıkan engeller bizi zinde tutarak çok daha büyük işler başarmamız için daha güçlü olmamızı sağlar. Eminim bunu hayatımızın bir dolu anında tecrübe etmişizdir. Devletleri de yaşayan birer canlı olarak kabul edersek aslında onlar da karşılarına çıkan zorlukları aşabildiklerinde, çok daha büyük işler başarmak için kendilerinde güç buluyorlar
En tarihi örneğini hiç şüphe yok ki bundan 100 yıl önce istiklal mücadelesi veren ülkemizin, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında başardıklarında görüyoruz. Bugün dünya önemli bir faz değişiminin eşiğinde. İklim Krizi ve yaşanan jeopolitik gelişmelerin etkisi, dünya için bir risk faktörü oluştursa da yeşil dönüşümün ve sürdürülebilir kalkınmanın temeli enerjide yenilenebilir dönüşüm için bir fırsatı da beraberinde getiriyor. Ancak bu uzun ve meşakkatli yolda adımlar doğru atılırsa elbette…
Bu hafta enerjinin kalbinin Antalya’da attığı bir hafta olarak başladı. Enerjinin tüm paydaşlarının senede bir kez en büyük organizasyonda bir araya geldiği 12. Türkiye Enerji Zirvesi’ni yerinden takip etme imkanı buldum. Bu hafta siz değerli okuyucularımızla buluşmamızı da zirveden notlarıma ayırmak istedim. Zirve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımızın açış konuşmasıyla başladı ve tabii ki özel sektör kamu iradesinin yeni döneme ilişkin görüşlerini gayet merak eder durumdaydı. Sayın Bakan, küresel konjonktürel gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve özellikle fiyatlama davranışları konusunda ortaya çıkan hasarın en aza indirilmesi noktasında destek ve teşvik mekanizmalarıyla sektör paydaşlarıyla iş birliği yaptıklarının ve yapmaya hazır olduklarının altını çizdi.
Özel sektörün yatırımlarıyla, kamunun ihtiyaç duyulan destek ve düzenlemelerle, sivil toplum kuruluşlarının ise bu işin stratejisi ve bilgi kaynağıyla bir sac ayağını andıran şekilde iş birliği içerisinde olacağını ifade etti. Bu hiç şüphesiz, özellikle son dönemde fiyatlar konusunda bir hayli darbe yiyen yatırımcıların ve üreticilerin yatırım ve üretim heveslerini yeniden canlandıran ifadelerdi.
Peki ya sektörün görüşleri neler? Zirve boyunca enerjideki yenilenebilir dönüşümün birçok fırsat ile beraber geldiği ancak bu yolun uzun ve meşakkatli olduğu konusunda herkes hemfikir. Özellikle son dönemde artan enerji maliyetleri hem üretici hem de yatırımcı tarafının karar alma süreçlerinde büyük sıkıntıları beraberinde getiriyor. Öyle ki, sadece son 1 yılda ülkemizde doğal gazda dolar cinsinden maliyetin 7-8 kat, elektrikte maliyetin ise 3-4 kat arttığı bir gerçek. Bir de Türk Lirası’nın Amerikan Doları karşısındaki değer kaybını dikkate aldığımızda bu artışların iki katına ulaştığını görüyoruz. Ancak hızla artan fiyatların yanında önümüzdeki dönemde ne olacağının belirsiz olması yatırım ve üretim kararlarındaki belirsizliğin de temelini oluşturuyor.
Dönüm noktaları etkili yol haritalarını ve doğru adımları gerekli kılar. Rusya-Ukrayna Savaşı gölgesinde Avrupa’nın yeni dönemdeki enerji politikalarının şekillendiği bugünlerde, en önemli partnerlerinden biri olarak Türkiye’nin karşısına çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendirebilmek için yol haritası ve eylemler konusunda şimdiye dek olmadığı kadar özenli ve kararlı olması gerekiyor. Bilirsiniz, tarihte birkaç treni kaçırdık maalesef. Enerjide yenilenebilir dönüşüm ne kadar uzun ve ince bir yol olsa da bu treni kaçırmamak için elimizden gelenin fazlasını yapmamız gerekiyor.
Güzel ve sağlıklı bir hafta geçirmeniz ümidiyle…
Bu yazı 23 Kasım 2022 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayımlanmıştır.
