Koskocaman bir seneyi daha geride bırakıyoruz. Kovid-19 salgınının etkileri ülkemizde görülmeye başladığında kabahati 2020 yılında bulup ‘bit artık 2020’ nidalarıyla uğurlamıştık. Üzerinden iki sene geçti. Ve geçen süre bizi şunu gösterdi ki, kabahat sayılarda değil. Tarih kitaplarından öğrendiğimiz kadarıyla insanlık var oluşundan bu yana birçok farklı sınamayla aynı anda mücadele etmek zorunda kalmış. Tabii ki bu sınamaların neredeyse hepsine de kendisi sebep olmuş. Dolayısıyla belki 2022 yılını uğurlarken hep beraber dinleyeceğimiz şarkılardan birisi şu olabilir: ‘Kendim ettim kendim buldum…’

Geride bıraktığımız haftalarda bu satırlardan enine boyuna değerlendirmeye çalıştık dünyanın içinden geçmekte olduğu dönüşüm süreci. Bir yanda artık iklimdeki değişikliklerin sürdürülemez boyutlara ulaşmasından dolayı başta enerji olmak üzere hayatın her alanında sürdürülebilir kalkınma vizyonunu önceleyen bir dönüşüm süreci… Diğer yanda teknolojinin hızla gelişimiyle birlikte dijital dönüşümü doğru, etik ve etkin bir şekilde hayata uyumlulaştırma çabası… Ve tabii ki bütün bu etmenler arasındaki çatışmalar… Örneğin, dijitalleşmeyle birlikte önümüzdeki 20 yılda enerji talebinde %50’ye varan bir artış beklerken bunu sürdürülebilir ama kesintisiz olmayan yenilenebilir kaynaklardan karşılamaya yönelik adımları enerji güvenliğini tehlikeye düşürmeden atma gerekliliği. Uzun lafın kısası kırk tilkiyi kuyruklarını birbirine değdirmeden dolaştırmaya çalışıyoruz zihnimizde.

2022 yılı ülkemiz için de bir hayli karmaşık geçti desek yeri. Geçen yılın sonuyla birlikte bir hayli bozulan fiyatlama davranışları ve hayatımıza yeniden acı bir şekilde merhaba diyen enflasyon, hem üretici hem de tüketici tarafının beklentilerini de tercihlerini de allak bullak etti. Enerji tarafında özellikle yenilenebilir enerji alanındaki yasal altyapı hızlı bir şekilde hayata geçirilirken ihalesi yapılan projelerin yatırıma dönüşememesi, az önce bahsettiğim sisli havanın olumsuz sonuçlarından birisi.

Geçtiğimiz yıllarda büyümemizi sürükleyen ihracatın, en büyük pazarlarımızdaki talebin daralmaya başlaması ve önümüzdeki dönemde de daralmaya devam etmesinin beklenmesiyle büyümeye katkısının bir hayli sınırlandığına şahitlik ediyoruz son aylarda. Öyle ki, İstanbul Sanayi Odasının ihracat iklimini ve beklentilerini değerlendirdiği araştırmasında da başta Avrupa olmak üzere büyük ihracat pazarlarımızdaki duraksayan hallerin önümüzdeki dönemde imalatçılarımızı ve ihracatçılarımızı bir miktar zorlayacağının altı çiziliyor.

Takvim yaprakları bir bir yırtılırken hem Türkiye hem de dünya bir dolu soru işaretini ve belirsizliğini heybesinde yeni yıla taşıyor. Hiç şüphesiz 1 Ocak sabahı sihirli bir değnek dokunmayacak hiçbir yere ama güzel sonuçlara giden yolda yeni başlangıçlara merhaba demek bizim elimizde.

Bütün bir yıl boyunca bu köşeden bir araya geldiğimiz siz değerli okuyucularımıza harika bir yıl temenni ediyorum. 2023 tüm güzellikleriyle, öncelikle sağlık, sonrasında da mutluluk, huzur ve başarı getirsin hepimize.

Güzel ve sağlıklı bir yıl geçirmeniz ümidiyle…

Bu yazı 28 Aralık 2022 tarihinde Ticari Hayat Gazetesi‘nde yayımlanmıştır. ,